Atmosferde CO2'ye göre çok daha az süre kalabilen ve miktar olarak daha az olan metan, çok daha fazla enerji depolayarak bu açığı kapatır. Bu şekilde gezegenimizin ısınmasına ciddi katkı sağlar. Bu bağlamda 1 ton metanın kendisinden 30 kat daha fazla CO2'ye eşdeğer olduğunu söylemek mümkündür.
Uluslararası Enerji Ajansı'nın (IEA) açıklamalarına göre, insan kaynaklı metan emisyonlarında ilk sırayı tarım sektörü alırken, bunu enerji sektörü izliyor. İçinde bulunduğumuz pandemi sırasında enerji sektöründen kaynaklanan metan gazı emisyonlarında düşüş oldu. Kovid-19'un neden olduğu yaşam tarzı değişikliği, azalan talep karşısında petrol ve gaz şirketlerinin üretimi% 10 azaltmasına neden oldu. Ancak bu bir mucize olarak görülmemelidir. Çünkü bu durumda bile enerji sektöründen kaynaklanan metan emisyonu 2020 yılında 77 milyon ton oldu.
IEA'nın da bu anlamda fosil yakıt üreten firmalara bir uyarısı var. Kuruluş, sektörün emisyon oranlarını 2030 yılına kadar% 70 azaltması gerektiğini hatırlatırken, şirketleri özellikle boru hatları ve üretim tesislerinde metan gazı kaçaklarına karşı önlem almaya yönlendirdi.
IEA ayrıca, yeni geliştirilen uydu teknolojileri sayesinde metan gazı sızıntılarının tespit edilmesi konusuna da değindi. Algılamanın eskisinden çok daha yüksek doğrulukla yapılabileceğini hatırlattı. Bu kapsamda Kayrros isimli analiz firmasının verilerini paylaşan IEA, 2020 yılında Irak, Kuveyt ve ABD gibi ülkelerde emisyonların azaldığını, Rusya, Cezayir ve Kazakistan'da değerlerin arttığını söyledi. Tekrar sisteme dahil edilerek telafi edilebileceği belirtilirken bu anlamda ülke ve firmaların önemli görevleri bulunmaktadır.