Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) "2025 Yılı Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme" sonuçları, eğitim camiasında büyük yankı uyandırdı. Özellikle öğretmenler ve eğitim sendikaları, atamaların objektif kriterlere dayanmadığını ve torpil iddialarının gölgesinde yapıldığını savunuyor. İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerdeki proje okullarına yapılan atamaların şeffaflığı ve liyakate uygunluğu konusunda ciddi soru işaretleri bulunuyor.
Proje Okulu Atamalarında Neler Yaşanıyor?
Proje okulları, özel programlar uygulayan ve genellikle daha yüksek başarı hedefleyen okullar olarak biliniyor. Bu okullara yapılan öğretmen atamaları, diğer okullara göre daha seçici bir süreç gerektiriyor. Ancak, son atama sonuçları, bu seçiciliğin objektif kriterlere göre yapılmadığı yönünde eleştirilere neden oldu. Öğretmenler, atamalarda liyakat yerine farklı faktörlerin etkili olduğunu ve bazı adayların torpil sayesinde atandığını iddia ediyor.
Eğitim uzmanları, proje okullarının önemine dikkat çekerek, bu okullara yapılan atamaların son derece kritik olduğunu vurguluyor. Proje okullarının, eğitim kalitesini yükseltme ve öğrencileri geleceğe hazırlama gibi önemli misyonları bulunuyor. Bu nedenle, bu okullara atanacak öğretmenlerin en iyi niteliklere sahip olması gerekiyor. Ancak, torpil iddiaları, bu okulların amaçlarına ulaşmasını zorlaştırabilir.
Peki, bu iddialar ne kadar gerçekçi? Öğretmenler ve eğitim sendikaları, atamaların şeffaf bir şekilde yapılmadığını ve belirli kişilerin kayırıldığını savunuyor. Özellikle, bazı adayların sınav puanları ve deneyimleri düşük olmasına rağmen, proje okullarına atanmaları, bu iddiaları güçlendiriyor. Bu durum, diğer öğretmenlerin motivasyonunu düşürüyor ve eğitim sistemine olan güveni sarsıyor.
Torpil İddiaları ve Eğitimde Liyakat
Torpil iddiaları, eğitimde liyakat ilkesinin önemini bir kez daha gündeme getiriyor. Liyakat, bir kişinin bilgi, beceri ve deneyimlerine göre değerlendirilmesi ve hak ettiği konuma gelmesi anlamına geliyor. Eğitimde liyakat ilkesinin uygulanması, öğrencilerin en iyi öğretmenler tarafından eğitilmesini ve eğitim sisteminin kalitesinin artmasını sağlıyor. Ancak, torpil iddiaları, bu ilkenin ihlal edildiğini ve eğitimde adaletsizliğin yaşandığını gösteriyor.
Eğitim sendikaları, MEB'e çağrıda bulunarak, atamaların şeffaf bir şekilde yapılmasını ve torpil iddialarının araştırılmasını talep ediyor. Ayrıca, atama kriterlerinin objektif ve adil bir şekilde belirlenmesi gerektiğini vurguluyorlar. Eğitimde liyakat ilkesinin korunması, hem öğretmenlerin motivasyonunu artıracak hem de öğrencilerin daha iyi bir eğitim almasını sağlayacaktır.
Sonuç: Eğitimde Şeffaflık ve Adalet
Proje okullarına yapılan atamalarla ilgili torpil iddiaları, eğitim camiasında büyük bir rahatsızlık yaratmış durumda. Öğretmenler ve eğitim sendikaları, atamaların şeffaf bir şekilde yapılmasını ve liyakat ilkesinin korunmasını talep ediyor. MEB'in bu iddialara kulak vererek gerekli incelemeleri yapması ve atama süreçlerini daha adil hale getirmesi gerekiyor. Aksi takdirde, eğitim sistemine olan güven sarsılacak ve öğrencilerin geleceği olumsuz etkilenecektir. Unutulmamalıdır ki, eğitimde şeffaflık ve adalet, sağlıklı bir toplumun temelini oluşturur.