
ABD'nin İran'a Nükleer Mirası: 58 Yıl Önce Ne Oldu? Şok İddia!
İran ve İsrail arasındaki gerilim tırmanırken, ABD'nin olası müdahalesi dünya gündeminin en önemli konularından biri haline geldi. Ancak, pek çok kişinin bilmediği bir gerçek var: ABD, 58 yıl önce İran'ın nükleer altyapısının temelini atmıştı. Peki, bu nasıl mümkün oldu? İşte detaylar...
ABD'nin İran'a Nükleer Hediyesi
1967 yılında ABD, "Atoms for Peace" (Barış İçin Atomlar) programı kapsamında İran'a ilk nükleer reaktörünü hibe etti. Bu reaktör, Tahran Üniversitesi'nde kuruldu ve İran'ın nükleer araştırmalar yapmasına olanak sağladı. Bu adım, o dönemde iki ülke arasındaki yakın ilişkilerin bir göstergesiydi. Ancak, zamanla ilişkiler değişti ve ABD, İran'ın nükleer programından duyduğu endişeyi dile getirmeye başladı.
Bu durum akıllara şu soruları getiriyor:
- ABD, İran'a nükleer teknoloji verirken geleceği öngöremedi mi?
- İran'ın nükleer programı, ABD'nin bir zamanlar desteklediği bir proje miydi?
- İran'ın nükleer silah elde etme çabaları, ABD'nin geçmişteki politikalarının bir sonucu mu?
İsrail-İran Geriliminde ABD'nin Rolü
İsrail ve İran arasındaki gerilim, bölgedeki istikrarı tehdit ediyor. ABD ise bu gerilimde kilit bir role sahip. Bir yandan İsrail'e destek verirken, diğer yandan İran'la nükleer müzakereler yürütüyor. ABD'nin İsrail Büyükelçisi Mike Huckabee'nin açıklamaları ise dikkat çekiyor. Huckabee, ABD Başkanı'na, İran'ı vurarak 2. Dünya Savaşı'nı bitiren ABD Başkanı Truman'ı örnek almasını tavsiye ediyor.
Bu açıklamalar, ABD'nin İran'a karşı daha sert bir tutum sergileyebileceği sinyallerini veriyor. Ancak, ABD'nin İran'a müdahalesi, bölgedeki istikrarsızlığı daha da artırabilir ve yeni bir savaşa yol açabilir.
Gelecekte Neler Olacak?
İran-İsrail gerilimi ve ABD'nin olası müdahalesi, bölgedeki dengeleri değiştirecek gibi görünüyor. ABD'nin 58 yıl önce İran'a verdiği nükleer reaktör, bugün gelinen noktada büyük bir tartışma konusu haline geldi. İran'ın nükleer programı, bölgedeki istikrarı tehdit ederken, ABD'nin bu konudaki politikaları da yakından takip ediliyor. Bölgedeki gelişmelerin, dünya siyaseti ve ekonomisi üzerinde önemli etkileri olacağı açık.