
CHP'den Anayasa Çıkışı: Tek Adam Rejimi mi Anayasallaşıyor?
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftçi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "sivil anayasa" çağrısını ve beraberindeki tartışmaları değerlendirdi. Çiftçi, mevcut iktidarın anayasa anlayışının "tek adam rejimini anayasallaştırma çabası" olduğunu vurguladı.
Yeni Anayasa Tartışmaları: CHP Ne Diyor?
Türkiye, yeni bir anayasa tartışmasıyla karşı karşıya. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın öncülüğünde başlatılan bu süreç, muhalefetin ve özellikle CHP'nin tavrı merak konusu. Gül Çiftçi, bu tartışmaların odağındaki isimlerden biri olarak, CHP'nin duruşunu net bir şekilde ortaya koydu.
Çiftçi, Türkiye'de anayasa değişikliğinden önce iktidar değişikliğinin gerekliliğini vurgulayarak, mevcut iktidarın anayasa anlayışının otoriter bir yönetim biçimini kurumsallaştırmaya yönelik olduğunu savundu. "Bu koşullar altında yapılacak herhangi bir anayasa değişikliği, demokratikleşmenin değil, mevcut tek adam rejiminin daha da tahkim edilmesinin aracı olacaktır" dedi.
CHP'nin "mevcut Anayasa'ya uymayanlarla yeni anayasa yapılmaz" tavrının ilkesel bir duruş olduğunu belirten Çiftçi, bu tutumun eleştirilere karşı da net bir yanıt olduğunu ifade etti. Mevcut anayasanın temel ilkelerinin ihlal edildiği bir ortamda yeni anayasa çağrısının, otoriterliği kurumsallaştırma arayışının bir parçası olduğunu savundu.
10. Yargı Paketi: Beklentileri Karşılayacak mı?
10. Yargı Paketi'nin de tartışmaların odağında olduğunu belirten Çiftçi, bu paketin kamuoyunda umut değil, derin bir güvensizlik yarattığını ifade etti. Bugüne kadar iktidarın getirdiği yargı paketlerinin hiçbirinin temel sorunları çözemediğini, aksine yargı sisteminin daha da siyasileşmesine neden olduğunu savundu.
Çiftçi, yargı paketlerinin ancak hukuk güvenliğini esas alan, eşitlik ilkesine dayanan, yargıyı bağımsızlaştıran ve temel hakları güvenceye alan bütünlüklü bir reformun parçasıysa anlamlı olacağını vurguladı. Aksi takdirde bu paketlerin, yalnızca vitrin düzenlemesi olacağını savundu.
Kürt Sorunu ve Meclis'in Rolü
Kürt sorununun demokratik çözümü konusunda CHP'nin yıllardır Meclis'i işaret ettiğini hatırlatan Çiftçi, bu aşamada ana muhalefetten beklentinin büyük olduğunu belirtti. Bu sorunu çözmenin yolunun, gizli kapılar ardında yürütülen pazarlıklar değil; halkın iradesini temsil eden Meclis çatısı altında, şeffaf ve kapsayıcı bir süreçle mümkün olduğunu vurguladı.
Çiftçi, Kürt meselesi gibi derin ve çok katmanlı bir sorunun çözümünde, yalnızca silah bırakmaya indirgenmiş dar bir güvenlik perspektifi değil; kültürel haklar, sosyal eşitlik, hukuki güvenceler ve demokratik katılım gibi boyutları da içeren bütüncül bir anlayışa ihtiyaç olduğunu söyledi.
Gül Çiftçi'nin açıklamaları, Türkiye'nin içinde bulunduğu siyasi atmosferi ve anayasa tartışmalarının seyrini anlamak adına önemli ipuçları sunuyor. CHP'nin tavrı, yeni anayasa sürecinin nasıl şekilleneceği konusunda belirleyici olacak gibi görünüyor. Çiftçi, mevcut koşullarda yapılacak bir anayasa değişikliğinin, demokratikleşme yerine otoriterleşmeyi derinleştireceği endişesini taşıyor. Bu nedenle, iktidarın değişmesi ve demokratik teamüllere saygılı bir siyasal düzenin yeniden inşası gerektiğini vurguluyor. Aksi takdirde, yapılacak her değişikliğin, yalnızca mevcut otoriter düzenin anayasallaşması anlamına geleceğini savunuyor.