Kahramanmaraş'ta yaşanan kan donduran olayda, Atilla Ayıntaplı'nın boşandığı eşi Eser Karaca'yı öldürmek için hastaneden randevu aldığı ortaya çıktı. Bu vahşet, kadına yönelik şiddetin ne denli korkunç boyutlara ulaşabileceğini bir kez daha gözler önüne serdi. Olayın detayları, yargılama süreci ve toplumdaki yankılarıyla ilgili tüm bilgileri bu haberimizde bulabilirsiniz.

Cinayet Öncesi Randevu Detayı Ortaya Çıktı

Eser Karaca, kendisi hakkında 4. kez uzaklaştırma kararı aldırdığı 21 Mayıs 2025 tarihinde, eski eşi Atilla Ayıntaplı tarafından çalıştığı özel hastanede pompalı tüfekle katledildi. Olayın ardından yapılan soruşturmada, Ayıntaplı'nın cinayeti işlemek için hastaneden randevu aldığı belirlendi. Bu durum, cinayetin planlı bir şekilde işlendiğini gösteriyor. İddiaya göre, Eser Karaca bu durumu hastane yönetimine bildirdi ve izin istedi, ancak talebi kabul edilmedi.

Bu vahim olay, hastane yönetiminin ihmali olup olmadığı sorusunu da beraberinde getirdi. Eser Karaca'nın çaresizce yardım istemesine rağmen gerekli önlemlerin alınmaması, büyük bir tartışma yarattı. Konuyla ilgili soruşturma başlatılması ve sorumluların hesap vermesi bekleniyor.

Duruşmada Ağırlaştırılmış Müebbet Talebi

Atilla Ayıntaplı'nın yargılandığı ilk duruşmada savcı, esas hakkında mütalaasını verdi. Savcı, sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını ve iyi hal indirimi uygulanmamasını talep etti. Kahramanmaraş 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde ilk kez hakim karşısına çıkan Atilla Ayıntaplı ise pişman olduğunu belirterek beraatini istedi.

Bu tür cinayetlerde indirim uygulanmaması, kamu vicdanının rahatlaması açısından büyük önem taşıyor. Kadın cinayetlerine karşı sıfır tolerans ilkesinin benimsenmesi ve caydırıcı cezaların verilmesi, benzer olayların önüne geçilmesi için elzemdir.

• Ağırlaştırılmış müebbet hapis talebi
• İyi hal indirimi uygulanmaması
• Sanığın pişmanlık ifadesi

Kadın Cinayetlerine Karşı Toplumsal Farkındalık

Eser Karaca cinayeti, Türkiye'de kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin ne kadar yaygın olduğunu bir kez daha acı bir şekilde hatırlattı. Bu tür olayların önüne geçmek için toplumsal farkındalığın artırılması, eğitim seviyesinin yükseltilmesi ve yasal düzenlemelerin daha da sıkılaştırılması gerekiyor. Kadınların korunması ve şiddetten uzak bir yaşam sürmesi için devletin ve toplumun tüm kesimlerinin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi şart.

Unutulmamalıdır ki, her kadın cinayeti bir insanlık suçudur ve bu suçların cezasız kalmaması, adaletin tecelli etmesi için hayati öneme sahiptir. Eser Karaca'nın acı kaybı, kadın cinayetlerine karşı mücadelede bir dönüm noktası olmalı ve bu mücadele kararlılıkla sürdürülmelidir.

Eser Karaca cinayeti, sadece bir bireyin değil, tüm toplumun yüreğini dağlamıştır. Bu tür olayların bir daha yaşanmaması için herkesin üzerine düşeni yapması, kadına yönelik şiddete karşı ortak bir duruş sergilemesi gerekmektedir. Adaletin sağlanması ve benzer olayların önüne geçilmesi için mücadele devam etmelidir.