Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG),kasım ayında gazetecilere yönelik hak ihlallerini içeren çarpıcı bir rapor yayımladı. Rapor, Türkiye'de basın özgürlüğünün ne denli kısıtlandığını ve gazetecilerin hangi zorluklarla karşı karşıya olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Gözaltılar, soruşturmalar, yargılamalar ve işten çıkarmalar, gazetecilerin mesleklerini icra etmelerini zorlaştıran unsurların başında geliyor.

Kasım Ayında Yaşanan Hak İhlalleri

DFG'nin raporuna göre, kasım ayında yaşanan bazı önemli hak ihlalleri şöyle:

• 8 gazeteci gözaltına alındı.
• 14 gazeteci hakkında yeni soruşturma başlatıldı.
• 8 gazetecinin soruşturması dava aşamasına geçti.
• Devam eden 46 ayrı dosyada 79 gazeteci yargılanıyor.
• 15 gazeteci toplam 17 yıl 5 ay hapis cezasına çarptırıldı (Hamdullah Bayram ve Rahime Karvar dahil).
• 8 gazetecinin davası beraat ile sonuçlandı.
• 91 gazeteci işten çıkarıldı (Tele 1'den 32, Hürriyet'ten 59 kişi).
• 5 gazetecinin haber takibi engellendi.
• Bir gazeteci kötü muameleye maruz kaldı.
• 4 gazeteci tehdit edildi.
• Bir gazeteci cezaevinde hak ihlali yaşadı.

İnternet Sansürü ve Yayın Yasakları

Raporda, internet sitelerine erişim engelleri ve yayın yasaklarına da dikkat çekiliyor. Kasım ayında 9 internet sitesi erişime kapatılırken, bir habere ve 2061 X (eski Twitter) paylaşımına erişim engeli getirildi. RTÜK tarafından da 5 yayın kuruluşuna idari para cezası verildiği belirtiliyor. Bu durum, haber alma özgürlüğünün kısıtlanması ve sansürün yaygınlaşması olarak yorumlanıyor.

Tutuklu Gazetecilerin Durumu

Raporda ayrıca tutuklu gazetecilerin durumuna da değiniliyor. Tutuklu gazeteci Ali Barış Kurt'un tahliyesinin cezaevi idaresi tarafından 6 ay ertelendiği ifade ediliyor. Bu durum, tutuklu gazetecilerin yaşadığı zorlukları ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiği kaygılarını artırıyor.

Türkiye'de gazetecilere yönelik baskılar ve hak ihlalleri giderek artıyor. DFG'nin raporu, bu durumun vahametini bir kez daha ortaya koyuyor. Basın özgürlüğünün korunması ve gazetecilerin güvenli bir ortamda mesleklerini icra edebilmeleri için gerekli adımların atılması büyük önem taşıyor. Aksi takdirde, Türkiye'de demokrasinin ve hukuk devletinin temelleri sarsılmaya devam edecektir.