Gazze'de ilan edilen ateşkes, bölgedeki acıları dindirmeye yetmedi. İsrail ordusunun saldırıları sonucu onlarca Filistinli hayatını kaybederken, yüzlerce kişi yaralandı. İnsan hakları savunucuları, bu durumun bir soykırımın devamı olduğunu ve dünyanın bu zulme sessiz kalmaması gerektiğini vurguluyor.

Ateşkes İhlalleri ve Can Kayıpları

Gazze'deki Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre, 11 Ekim'den bu yana İsrail ordusunun saldırılarında 236 Filistinli hayatını kaybetti ve en az 600 kişi yaralandı. Bu durum, ateşkesin sadece bir kağıt üzerinde kaldığını ve bölgedeki şiddetin devam ettiğini gösteriyor. Savaş döneminde dahi bu kadar kısa sürede bu kadar çok sayıda insanın hayatını kaybetmesi, insan hakları ihlallerinin boyutunu gözler önüne seriyor.

Ateşkesin ardından durumunu sorduğum bir insan hakları savunucusu dostumun sözleri, Gazze'deki gerçekliği çarpıcı bir şekilde özetliyor: "İnsan tahayyülünün ötesindeki bir vahşete ara verildi, mesele buna tamamen son verilerek yaşamımızın yeniden inşa edilmesidir." Bu sözler, Gazze'de yaşananların sadece bir çatışma değil, bir soykırım girişimi olduğunu açıkça ortaya koyuyor.

Temel İnsan Hakları İhlalleri

Gazze'de yaşananlar sadece can kayıplarıyla sınırlı değil. Temel insan hakları da систематически olarak ihlal ediliyor. Beslenme, eğitim, sağlık ve barınma gibi en temel ihtiyaçlara erişim kısıtlanıyor. Birleşmiş Milletler'in raporlarına göre, Gazze'deki hanelerin yarısı gıdaya erişimde ciddi sorunlar yaşıyor.

• Eğitim Hakkı: İsrail ordusunun eğitim kurumlarını hedef alması sonucu, 785.000 öğrenci eğitimden mahrum kaldı. Okulların ve eğitim merkezlerinin %97'si ya tamamen yıkıldı ya da ciddi hasar aldı.
• Yaşam Hakkı: Saldırılarda 13.500 okul çağındaki çocuk hayatını kaybetti. Bu, sadece birer sayı değil, aynı zamanda ailelerin ve tüm insanlığın kaybı anlamına geliyor.
• Sağlık Hakkı: Hastaneler ve sağlık merkezleri de hedef alınıyor, yaralıların tedavisi zorlaşıyor ve salgın hastalık riski artıyor.

Ateşkesi Barışa Dönüştürmek Mümkün mü?

Gazze'deki ateşkesin kalıcı bir barışa dönüşmesi için sadece silahların susması yeterli değil. Halkların sahiplendiği, adalete dayalı bir çözüm gerekiyor. İsrail'deki barış savunucularının, Filistin halkıyla dayanışma içinde olması ve soykırım politikalarına karşı çıkması büyük önem taşıyor.

Rabbis for Human Rights (RHR) gibi kuruluşlar, Filistinlilere destek vererek ve diyalog zemini oluşturarak barışın inşasına katkıda bulunuyor. Birleşmiş Milletler Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese gibi isimlerin cesur açıklamaları, Filistin halkının sesini duyurmasına yardımcı oluyor.

Gazze'de yaşananlar, sadece Filistinlilerin değil, tüm insanlığın sorunudur. İnsan hakları ihlallerine karşı sessiz kalmamalı, adaletin ve barışın tesisi için harekete geçmeliyiz. Gazze'de kesilmeyen ateş, sadece hakları değil, aynı zamanda insanlığımızı da hedef alıyor.