Rami Kütüphanesi, Bosna ve Gazze'de yaşanan savaşların derin izlerini taşıyan "Saraybosna-Gazze: Savaş ve Hikâye" programına ev sahipliği yaptı. Araştırmacı-yazar Numan Aytaç'ın moderatörlüğünde gerçekleşen etkinlikte, iki şehrin benzer kaderleri ve savaşın insan hikayeleri üzerindeki yıkıcı etkileri ele alındı.
Savaşın Gölgesinde Kaybolan İnsan Hikayeleri
Numan Aytaç, Saraybosna ve Gazze'nin trajedilerinin birbirine benzediğini vurgulayarak, "Bugün trajedisi birbirine çok benzeyen, hikâyeleri hem derin hem hüzünlü iki şehri konuşacağız. Gazze’de asıl yıkılan insanların hikâyeleridir" dedi. Aytaç, savaşın sadece fiziksel yıkıma değil, aynı zamanda insan ruhunda açtığı derin yaralara dikkat çekti. Bu bağlamda, savaşın bireyler üzerindeki psikolojik etkileri ve travmaları da önemli bir yer tutuyor.
Kimsenin Görmediği Hikayeleri Anlatmak
Mısırlı savaş muhabiri ve belgesel yapımcısı Esad Taha, hikâye anlatmanın gücünü Bosna'da anladığını belirtti. Taha, "Çalıştığım kurum benden savaşı ‘dökümanter’ olarak ele alan raporlar hazırlamamı istiyordu. Ben bunun tersine sokakta, kimsenin görmediği hikâyeleri anlatmayı daha uygun gördüm. Hazırladığım iki dakikalık hikâyeler daha etkili oldu" ifadelerini kullandı. Taha'nın yaklaşımı, savaşın insan yüzünü ve bireysel deneyimlerini ön plana çıkararak, daha geniş kitlelere ulaşmayı hedefliyor.
- Savaşın bireysel etkileri
- Unutulan insan hikayeleri
- Hikaye anlatımının gücü
Filistin ve Bosna Arasında Köprü Kurmak
Yazar Halil İbrahim İzgi, Filistin'le Bosna arasında bir bağ olup olmadığını araştırdıktan sonra, kaynakların sınırlı olduğunu fark ettiğini söyledi. İzgi, "Ben de kurgusal bir metin yazmaya karar verdim ve ‘Cüda’ romanım böylece ortaya çıktı" şeklinde konuştu. İzgi'nin romanı, iki farklı coğrafyada yaşanan savaşların ortak acılarını ve insanlık hallerini kurgusal bir düzlemde bir araya getiriyor. Bu tür eserler, farklı kültürler arasında empati kurulmasına ve ortak bir anlayış geliştirilmesine katkı sağlıyor.
“Saraybosna-Gazze: Savaş ve Hikâye” programı, savaşların sadece coğrafi sınırları değil, aynı zamanda insanlığın ortak vicdanını da derinden etkilediğini bir kez daha gözler önüne serdi. Bu tür etkinlikler, savaşların unutulmaması, dersler çıkarılması ve gelecekte benzer trajedilerin yaşanmaması için önemli bir rol oynuyor.
