İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında açılan, “yargı görevini yapan bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs” ve “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” suçlamalarıyla ilgili davanın ilk duruşması yapıldı. Duruşma, Silivri’deki Marmara Cezaevi duruşma salonunda gerçekleşti ve 26 Eylül'e ertelendi. İmamoğlu ve avukatları, duruşmaya katılmama kararı aldı.

İmamoğlu'nun Duruşmaya Katılmama Kararı

Ekrem İmamoğlu, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, duruşmanın usulsüz olduğunu belirterek, "Böyle bir sürecin parçası olmayı reddediyorum" dedi. Avukatları da duruşmanın yalnızca 23 saat kala ve 110 kilometre uzaklıktaki bir cezaevi kampüsüne taşınmasını hukuka aykırı bulduklarını açıkladı. Bu durum, davanın seyrine ilişkin tartışmaları da beraberinde getirdi.

Davanın arka planında, İmamoğlu’nun 27 Ocak’ta Saraçhane’de yaptığı “Turpun Büyüğü” başlıklı basın toplantısında kullandığı ifadeler yer alıyor. İmamoğlu, bu toplantıda, bazı belediyelerle ilgili soruşturmalarda bilirkişi olarak görev alan bir kişinin, daha önce sahte bilirkişi raporu düzenlemekten yargılandığını öne sürmüştü. Bu açıklama, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılmasına neden oldu.

Davanın Temelindeki İddialar

İmamoğlu'nun yargılanmasına neden olan temel iddia, 27 Ocak'ta yaptığı basın açıklamasında kullandığı ifadelerin, yargı görevini yapan bilirkişiyi etkilemeye yönelik olduğu yönündedir. Savcılık, İmamoğlu'nun bu açıklamalarıyla adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ettiğini savunuyor.

Söz konusu basın toplantısında İmamoğlu, bazı belediyelerle ilgili soruşturmalarda görev alan bir bilirkişinin geçmişte sahte rapor düzenlemekten yargılandığını belirtmiş ve bu durumun savcılar tarafından bilinmesi gerektiğini ifade etmişti. Bu açıklamaların ardından, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı hızla harekete geçerek İmamoğlu hakkında soruşturma başlattı. Aynı hafta, Halk TV yöneticisi Suat Toktaş da tutuklanmış ve hakkında benzer suçlamalarla soruşturma açılmıştı.

Davanın Olası Sonuçları ve Etkileri

İmamoğlu'nun yargılandığı bu davanın sonuçları, hem siyasi arenada hem de kamuoyunda büyük bir merakla bekleniyor. Dava sürecinin uzaması ve duruşmanın ertelenmesi, belirsizliğin devam etmesine neden oluyor.

Davanın 26 Eylül'e ertelenmesiyle birlikte, tarafların yeni deliller sunması ve savunmalarını hazırlaması için ek süre tanınmış oldu. Ancak, davanın seyrini ve sonuçlarını tahmin etmek şu an için oldukça zor. Kamuoyu, davanın adil bir şekilde sonuçlanmasını ve hukukun üstünlüğünün sağlanmasını umuyor.

Sonuç olarak, Ekrem İmamoğlu'nun yargılandığı davanın 26 Eylül'e ertelenmesi, sürecin henüz tamamlanmadığını gösteriyor. Dava süreci, Türkiye'deki yargı bağımsızlığı ve adil yargılanma hakkı gibi önemli konuları gündeme getiriyor. Dava sonucunun, hem İmamoğlu'nun siyasi geleceği hem de Türkiye'deki hukuk sistemi açısından önemli etkileri olacağı düşünülüyor.