Suriye ile İsrail arasındaki gerilim tırmanıyor. Suriye Dışişleri Bakanı Asaad al-Shaibani, İsrail'in 7 Aralık 2024 öncesine ait sınır hattına geri dönmesinin kesin şart olduğunu vurgularken, bölgedeki askeri hareketlilik endişe yaratıyor. Peki, bu gelişmeler ne anlama geliyor? 1974 Anlaşması'nın geleceği tehlikede mi?

İsrail'in Askeri Varlığı Artıyor

Suriye'nin güneyinden gelen haberler, İsrail'in Kuneytra şehrindeki devriye sıklığını artırdığını gösteriyor. İsrail askeri konvoylarının bölgeye girişi ve Suriyeli insan hakları kuruluşlarının raporları, İsrail'in askeri varlığının arttığını doğruluyor. Bu durum, Suriye topraklarında işgal endişesini de beraberinde getiriyor.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'nin raporuna göre, İsrail devriyesi Kuneytra'nın orta kırsalındaki El-Samdaniye El-Şarkiye kavşağına doğru ilerleyerek Suriye topraklarına girdi. Bu durum, Suriye yetkililerinin sessizliğine rağmen, İsrail güçlerinin sınır şeridi boyunca sürdürdüğü işgali tartışmalı hale getiriyor.

1974 Anlaşması Ne Anlama Geliyor?

Suriye, İsrail ile 1973'teki Yom Kippur Savaşı'nın ardından yapılan 1974 Anlaşması'na bağlı kalınmasını istiyor. Peki, bu anlaşma ne anlama geliyor? Anlaşma, İsrail ve Suriye arasındaki askeri güçlerin ayrılması ve tampon bölge oluşturulmasını öngörüyor. Ancak, son gelişmeler, anlaşmanın geleceği hakkında soru işaretleri yaratıyor.

1974 Anlaşması'nın temel maddeleri şunlardır:

• İsrail ve Suriye arasındaki askeri güçlerin ayrılması
• Birleşmiş Milletler Gözlemci Gücü (UNDOF) tarafından denetlenen bir tampon bölge oluşturulması
• Sınırlı sayıda askeri teçhizatın bulunduğu bölgelerin belirlenmesi

Suriye'nin talepleri ve İsrail'in askeri hareketliliği dikkate alındığında, 1974 Anlaşması'nın geleceği belirsizliğini koruyor. Bölgedeki gerilimin tırmanması, daha büyük bir çatışma riskini de beraberinde getirebilir.

Gerilim Tırmanıyor: Bölge Ne Bekliyor?

Suriye ile İsrail arasındaki gerilimin tırmanması, bölgedeki istikrarı tehdit ediyor. İsrail'in askeri varlığını artırması ve Suriye'nin 1974 Anlaşması'na bağlı kalınması yönündeki çağrıları, yakın gelecekte daha büyük bir çatışmanın yaşanabileceği endişesini artırıyor. Uluslararası toplumun bu konuda nasıl bir tutum sergileyeceği ise merak konusu.