
İsrail: Yerleşimci Sömürgeciliğin Acımasız Yüzü!
Yerleşimci sömürgecilik, bir ulusu veya bölgedeki yerli halkı yerinden etmeyi ve yerine yeni bir yerleşimci nüfusu yerleştirmeyi amaçlayan, soykırım ve sömürgeciliğe dayalı bir baskı sistemi olarak tanımlanır. Bu sistem, sadece toprakları ele geçirmekle kalmaz, aynı zamanda yerli halkın kültürünü ve varlığını da yok etmeyi hedefler. Tarihte Amerika kıtası, Avustralya ve Güney Afrika gibi örneklerde görülen bu acımasız uygulama, günümüzde farklı biçimlerde varlığını sürdürmektedir.
İsrail'in İşgal Politikası: Bir Sömürgecilik Örneği mi?
İsrail'in 1967'den bu yana işgal ettiği Filistin topraklarındaki politikaları ve uygulamaları, yerleşimci sömürgeciliğin aktif bir örneği olarak değerlendirilebilir. İsrail, bu tarihten itibaren Filistin topraklarını genişletmeye, Filistinlileri zorla yerinden etmeye ve yeni yerleşim yerleri inşa etmeye devam etmiştir. Birleşmiş Milletler (BM) ve uluslararası kuruluşların kararlarına rağmen, bu uygulamalar sürmektedir. Örneğin, 1 Ocak 2009'dan 31 Aralık 2023'e kadar 13 bin 500'den fazla Filistinli Batı Şeria'da İsrail tarafından yerinden edilmiştir. Bu durum, uluslararası hukukun açık bir ihlali olarak kabul edilmektedir.
BM Genel Kurulu'nun 10 Mayıs 2024 tarihli toplantısında, İsrail'in işgalci güç olarak Filistin halkının kendi kaderini tayin etme hakkını engellediği kararı alınmıştır. Ayrıca, Uluslararası Adalet Divanı'nın Temmuz 2024 tarihli Danışma Görüşünde, İsrail'in Filistin topraklarını işgal etmesinin hukuka aykırı olduğu ve bu işgalin en kısa sürede sona erdirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu kararlara rağmen, İsrail'in yerleşim politikaları ve uygulamaları devam etmektedir.
Uluslararası Hukuk ve İsrail'in İhlalleri
Uluslararası Adalet Divanı, İsrail'in Filistinlilere verdiği zararlar için tazminat ödemesi gerektiğini ve hiçbir üçüncü devletin işgal altındaki topraklarda İsrail'in yasa dışı varlığına yardım veya destek vermemesi gerektiğini açıklamıştır. Ancak, bu çağrılara rağmen, bazı ülkelerin İsrail'e verdiği destek devam etmektedir. Özellikle ABD, İngiltere ve Fransa gibi ülkelerin İsrail'e verdiği destek, Filistin topraklarındaki işgalin ve yerleşimci sömürgeciliğin devam etmesine katkıda bulunmaktadır.
7 Ekim 2024 tarihinde HAMAS'ın İsrail'e yönelik saldırısı sonrasında, İsrail'in Filistin topraklarındaki işgali ve katliamları daha da hızlanmıştır. ABD Başkanı'nın "Gazze'yi önce insansızlaştırıp, ardından da tatil beldesi olarak yeniden inşa etmek istediğini" açıklaması, İsrail'in işgalciliğine ve yerleşimci sömürgeciliğine yeni bir boyut kazandırmıştır. Bu tür açıklamalar, uluslararası toplumda büyük tepkilere yol açmıştır.
İsrail'in Filistin'deki politikaları ve uygulamaları, yerleşimci sömürgeciliğin günümüzdeki en acımasız örneklerinden birini teşkil etmektedir. Uluslararası hukukun hiçe sayılması, Filistinlilerin temel insan haklarının ihlal edilmesi ve topraklarının işgal altında tutulması, kabul edilemez bir durumdur. Bu durumun sona ermesi için uluslararası toplumun daha kararlı adımlar atması ve İsrail'e yönelik baskıyı artırması gerekmektedir.