Kadın Mücadelesi: Sınıf Mücadelesinin Olmazsa Olmazı!
Gündem

Kadın Mücadelesi: Sınıf Mücadelesinin Olmazsa Olmazı!


01 July 20255 dk okuma24 görüntülenmeSon güncelleme: 16 July 2025

Emek Partisi'nin düzenlediği 3. Kadın Konferansı, 31 Mayıs - 1 Haziran 2025 tarihlerinde gerçekleşti. Konferansın sonuç bildirgesi yayınlanarak, kadınların karşılaştığı sömürü, yoksulluk, şiddet ve gerici politikalara karşı mücadele ve örgütlenme çağrısı yapıldı. Konferansta, küresel çapta artan savaşların, ekonomik krizlerin ve otoriter rejimlerin kadınların haklarını hedef aldığına dikkat çekildi. Kadınların güvencesiz ve düşük ücretli işlere itildiği, şiddetin sistematikleştiği ve aile söylemleri üzerinden haklarının gasbedildiği vurgulandı.

Kadınlara Yönelik Saldırılar ve Sınıfsal Mücadele

Emek Partisi, bu süreci "kadınlara yönelen saldırıların işçi sınıfına dönük topyekûn bir saldırının parçası" olarak değerlendirerek, kadınların örgütlü mücadelesinin sınıfsal bir zemine oturtulması gerektiğini belirtti. Konferansta, Filistin, Suriye, İran ve Irak başta olmak üzere Ortadoğu'daki savaş ve gerici rejimlerin kadınlar üzerindeki yıkıcı etkileri ele alındı. Emek Partisi, Türkiye'deki kadın hareketine enternasyonal dayanışma çağrısı yaparak, "Ortadoğu'da kadınların özgürlüğü, barış ve eşitliğin güvence altına alınması, sınıf temelinde örgütlenmeyle mümkündür" dedi.

Türkiye'de kayıt dışı ve güvencesiz koşullarda yaşayan göçmen kadınların durumuna da dikkat çekilen konferansta, Emek Partisi bu kadınların statüsüzlüğüne son verilmesi ve yerli-göçmen kadınlar arasında ortak mücadelenin örgütlenmesi gerektiğini vurguladı.

"Aile Yılı"na Karşı Kadın Birlikleri

AKP iktidarının "Aile Yılı" ve "Aile On Yılı" uygulamaları, konferansta sermayenin kadın emeği üzerindeki yeni kuşatma planı olarak tanımlandı. Kadınların ucuz iş gücüne dönüştürülmesi, LGBTİ+ karşıtlığının siyaset malzemesi haline getirilmesi ve laiklik karşıtı politikaların kadınların kazanımlarını hedef aldığı belirtildi. Parti, bu saldırılara karşı en geniş kadın birliklerinin kurulacağını ve laikliğin sınıfsal taleplerle birlikte savunulacağını ilan etti. Kadın işçilerin ve genç kadınların mücadelesi öncelikli olarak ele alındı.

Konferansta, özellikle sanayi ve hizmet sektörlerinde artan kadın işçi varlığına dikkat çekilerek, kadınların sendikal örgütlenmeye yönlendirilmesi ve emek mücadelesinde öncü hale getirilmesi hedef olarak belirlendi. Genç kadınların şiddete, barınma krizine ve eğitimde eşitsizliğe karşı artan eylemleri de desteklenecek. Emek Gençliği’nin, genç kadınların örgütlenmesini kalıcı ve politik hale getirmek üzere çalışmalarını derinleştireceği belirtildi.

Kürt Kadınların Mücadelesi ve Barış Süreci

PKK'nin silah bırakma süreciyle birlikte bölgede gelişebilecek yeni koşullara değinen konferans, Kürt emekçi kadınların artan sömürüye karşı mücadelesinin büyütülmesinin, Kürt sorununun barışçıl çözümünde kadınların özgün taleplerinin sahiplenilmesinin önemini vurguladı. Konferans kararlarında, tekelci sermayenin gerici ideolojik saldırılarına karşı kadınların sınıf perspektifiyle örgütlenmesinin zorunlu olduğu vurgulandı. Bireyci, parçalı ve sistem içi eğilimlerin kadın hareketini zayıflattığı ifade edilerek bilimsel sosyalist yaklaşımın savunulması gerektiği belirtildi.

Konferansta şu önemli noktalara değinildi:

  • Kadınların mücadelesi sınıfsal bir temele oturmadıkça, kalıcı kazanımlar elde edilemez.
  • Kapitalist düzen, kadınları baskı altında tutarak iktidarını sürdürüyor.
  • Burjuvazinin kadınları hedef tahtasına oturtan barbar egemenliği dünyaya çökmeye çalışıyor.

Sonuç olarak, Emek Partisi'nin 3. Kadın Konferansı, kadınların karşılaştığı sorunlara sınıfsal bir perspektifle yaklaşarak, örgütlü mücadelenin önemini vurguladı. Konferansta alınan kararlar ve yapılan çağrılar, kadınların eşitlik, özgürlük ve barış için mücadelelerinde yol gösterici olacaktır. Emek Partisi Genel Yönetim Kurulu açıklamasında belirtildiği gibi, bu koşullar aynı zamanda emekçi kadınların mücadeleye en açık olduğu dönemlerdir. Kadınlar, şiddetsiz ve sömürüsüz bir dünyada, eşit ve özgür yurttaşlar olarak yerini alacaktır.