İstanbul Esenyurt'ta yaşanan трагик olay, Türkiye'nin gündemine oturdu. 33 yaşındaki Sibel Güler'in şüpheli ölümü ve eşi Sercan Güler'in tutuklanmasıyla başlayan süreç, mahkeme salonlarına taşındı. Sercan Güler'in savunması ise olayın seyrini daha da karmaşık hale getirdi. "Eşim kendi kendine öldü. Ben uyuyordum" şeklindeki ifadeleri, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı.

Olay Gecesi Neler Yaşandı?

Olay, 12 Şubat'ta Esenyurt Akçaburgaz Mahallesi'nde meydana geldi. Sercan Güler'in bağırmaları üzerine eve gelen akrabaları, Sibel Güler'i nefes almaz halde buldu. İhbar üzerine gelen sağlık ekipleri, Sibel Güler'in hayatını kaybettiğini belirledi. Polis tarafından gözaltına alınan Sercan Güler, tutuklanarak cezaevine gönderildi. Yapılan otopside Sibel Güler'in ölüm nedeni, 'boyun baskısı ve el ile ağzının kapatılması' olarak tespit edildi.

Mahkemede Şok Savunma

Tutuklu sanık Sercan Güler, ilk kez hakim karşısına çıktı. Savunmasında eşinin kendi kendine öldüğünü iddia eden Güler, "Ben uyuyordum" dedi. Bu ifade, mahkeme heyeti ve kamuoyunda büyük şaşkınlık yarattı. Mahkeme heyeti, dosyadaki eksikliklerin giderilmesi ve tanıkların dinlenmesi için duruşmayı ileri bir tarihe erteledi. Bu трагик olayda akıllarda kalan bazı sorular şunlar:

• Sibel Güler gerçekten kendi kendine mi öldü?
• Sercan Güler'in savunması ne kadar gerçekçi?
• Mahkeme süreci nasıl ilerleyecek?

Türkiye'de Kadın Cinayetleri ve Aile İçi Şiddet

Sibel Güler'in ölümü, Türkiye'de kadın cinayetleri ve aile içi şiddet konusunu yeniden gündeme getirdi. Ülkemizde her yıl yüzlerce kadın, erkekler tarafından öldürülüyor veya şiddete maruz kalıyor. Bu durum, toplumda büyük bir infiale yol açıyor ve yetkililerin daha etkili önlemler alması gerektiği yönünde çağrılar yapılıyor. Kadın cinayetlerinin önlenmesi için:

• Eğitim seviyesinin yükseltilmesi
• Toplumsal farkındalığın artırılması
• Yasal düzenlemelerin yapılması
• Şiddet mağdurlarına destek mekanizmalarının güçlendirilmesi

Gibi adımlar atılması gerekiyor.

Sibel Güler'in трагик ölümü, ardında birçok soru işareti bıraktı. Mahkeme sürecinin ilerleyen aşamalarında gerçeğin ortaya çıkması ve sorumluların cezalandırılması bekleniyor. Bu tür olayların bir daha yaşanmaması için toplum olarak daha duyarlı olmalı ve şiddetin her türlüsüne karşı durmalıyız. Unutmayalım ki, şiddet hiçbir zaman çözüm değildir.