Yaz aylarının yaklaşmasıyla birlikte Türkiye'nin bazı bölgelerinde kuraklık riski artıyor. İklim Değişikliği Politika ve Araştırma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Tekin Altuğ, Güneydoğu Anadolu Bölgesi, İç Anadolu Bölgesi ve Karadeniz Bölgesi'nde dikkatli olunması gerektiğini vurguladı. Peki, bu bölgelerde kuraklık neden bu kadar büyük bir tehdit oluşturuyor ve hangi önlemler alınmalı?

Kuraklık Tehlikesi Altındaki Bölgeler

Türkiye'de kuraklık riski, özellikle Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu ve Karadeniz bölgelerinde yoğunlaşıyor. Bu bölgelerdeki su kaynaklarının azalması, tarım üretimini olumsuz etkileyebilir ve su kıtlığı sorunlarına yol açabilir. Uzmanlar, bu bölgelerde su tasarrufu önlemlerinin alınmasının ve kuraklığa dayanıklı ürünlerin yetiştirilmesinin önemini vurguluyor.

• Güneydoğu Anadolu Bölgesi: Yüksek sıcaklıklar ve yetersiz yağışlar nedeniyle kuraklık riski en yüksek bölgelerden biri.
• İç Anadolu Bölgesi: Su kaynaklarının sınırlı olması ve tarımsal sulamada aşırı kullanım nedeniyle kuraklık tehdidi altında.
• Karadeniz Bölgesi: İklim değişikliğiyle birlikte yağış rejimindeki değişiklikler, kuraklık riskini artırıyor.

Kuraklıkla Mücadelede Neler Yapılabilir?

Kuraklıkla mücadelede bireysel ve toplumsal düzeyde alınabilecek birçok önlem bulunuyor. Su tasarrufu, bilinçli sulama, yağmur suyu hasadı ve kuraklığa dayanıklı bitki türlerinin kullanımı, bu önlemlerin başında geliyor. Ayrıca, su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi ve su kayıplarının azaltılması da büyük önem taşıyor. Su kaynaklarının verimli kullanılması, gelecek nesiller için su güvencesini sağlamanın anahtarıdır.

Kuraklık, sadece tarımı değil, aynı zamanda enerji üretimini, sanayiyi ve insan sağlığını da olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, kuraklıkla mücadele, multidisipliner bir yaklaşım gerektiriyor. Devlet, özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve bireylerin işbirliği, kuraklığın etkilerini azaltmak ve su kaynaklarını korumak için hayati önem taşıyor.

Türkiye'nin iklim değişikliğine uyum stratejileri geliştirmesi ve su kaynaklarını daha etkin yönetmesi gerekiyor. Aksi takdirde, kuraklık riskinin artmasıyla birlikte, su kıtlığı, gıda güvensizliği ve ekonomik kayıplar gibi ciddi sorunlarla karşı karşıya kalınabilir.