Bundan tam 15 yıl önce, 31 Mayıs 2010 tarihinde, Mavi Marmara gemisi, İsrail'in saldırısına uğradı. Gazze'ye insani yardım götüren gemide bulunan 10 gönüllü şehit oldu, 56 kişi ise yaralandı. Bu acı olay, uluslararası kamuoyunda büyük yankı uyandırmış ve İsrail'in uyguladığı abluka politikalarına karşı tepkileri artırmıştı. Mavi Marmara olayı, sadece bir gemiye yapılan saldırı değil, aynı zamanda insanlık vicdanına yapılan bir saldırı olarak tarihe geçti.

Mavi Marmara Olayı Nedir?

Mavi Marmara, Gazze'ye insani yardım malzemeleri götürmek amacıyla yola çıkan bir filonun amiral gemisiydi. Filoda, farklı ülkelerden aktivistler ve gönüllüler bulunuyordu. Amaç, İsrail'in Gazze'ye uyguladığı ablukayı delmek ve bölgeye yardım ulaştırmaktı. Ancak İsrail, filonun Gazze'ye ulaşmasına izin vermedi ve uluslararası sularda gemiye saldırdı. Bu saldırı sonucunda 10 sivil hayatını kaybetti ve birçok kişi yaralandı.

• Olayın Tarihi: 31 Mayıs 2010
• Hedef: Gazze'ye insani yardım ulaştırmak
• Saldırgan: İsrail Silahlı Kuvvetleri
• Sonuç: 10 şehit, 56 yaralı

Olayın Ardından Yaşananlar

Mavi Marmara saldırısı, dünya genelinde büyük bir infiale yol açtı. Birçok ülke ve uluslararası kuruluş, İsrail'i kınadı ve olayın soruşturulmasını talep etti. Türkiye, İsrail ile diplomatik ilişkilerini askıya aldı ve olayın aydınlatılması için uluslararası platformlarda girişimlerde bulundu. Ancak, İsrail saldırıyı meşru müdafaa olarak savundu ve sorumluluk kabul etmedi. Olayın ardından yıllar geçmesine rağmen, Mavi Marmara'nın acısı hala taze ve unutulmadı.

Mavi Marmara, sadece bir geminin adı değil, aynı zamanda bir sembol haline geldi. Gazze'ye uygulanan abluka ve Filistin halkının yaşadığı zorluklara dikkat çekmek için bir sembol. Mavi Marmara'da hayatını kaybedenlerin anısı, insanlık vicdanında yaşamaya devam edecek ve Filistin halkının özgürlük mücadelesine ilham verecektir.

Mavi Marmara katliamının 15. yıl dönümünde, hayatını kaybedenleri saygıyla anıyor ve Filistin halkının haklı davasının her zaman yanında olduğumuzu bir kez daha yineliyoruz. Bu elim olay, uluslararası hukukun ve insan haklarının korunmasının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Unutmayacağız, unutturmayacağız!