Diyarbakır'da vahşice işlenen Narin Güran cinayeti davasında gerekçeli karar açıklandı. Kararda, sanıkların suçluyu kayırmaya yönelik eylemleri ve çelişkili ifadeleri detaylı bir şekilde yer alırken, olayın perde arkası aralanmaya çalışıldı. Mahkeme, sanıkların cinayeti örtbas etme çabalarını göz önünde bulundurarak çeşitli cezalara hükmetti.

Gerekçeli Kararda Şok Detaylar

Gerekçeli kararda, sanıkların ifadelerindeki tutarsızlıklar ve çelişkiler dikkat çekiyor. Özellikle Hediye Güran'ın olay saatlerine ilişkin çelişkili beyanları, mahkeme tarafından gerçekleri gizlemeye yönelik bir çaba olarak değerlendirildi. Kararda, "Maktul Narin'in öldürülmesi eyleminin evde tamamlandığı, bu nedenle Hediye Güran'ın olayları gizlemek ve öldürme eylemini gerçekleştirenlerin araştırılmalarını ve faillerin yakalanmasını açıkça engellemeye çalışmak amacıyla bu şekilde beyanda bulunduğu, böylece üzerine atılı 'suçluyu kayırma' suçunu işlediği sabittir" ifadelerine yer verildi.

Mahkeme ayrıca, diğer sanıkların da benzer şekilde çelişkili ve hayatın olağan akışına aykırı beyanlarda bulunduğunu tespit etti. Sanıkların organize bir şekilde hareket ederek, çocukların dahi bu şekilde ifade vermelerini sağlayarak Narin'in bulunmasını ve olayın aydınlatılmasını engellemeye çalıştıkları belirtildi.

Asılsız İhbarlar ve Yanıltma Çabaları

Kararda, sanıkların soruşturmayı yanıltmaya yönelik çeşitli eylemleri de detaylı bir şekilde incelendi. Mehmet Selim Atasoy'un çelişkili beyanları, Mehmet Şevket Kaya'nın yangın çıkarma girişimi ve asılsız ihbarları, Muhammed Kaya'nın telefon kayıtlarını silmesi ve delilleri karartmaya çalışması gibi eylemler, sanıkların suçluyu kayırma suçunu işlediklerini gösteren önemli kanıtlar olarak değerlendirildi.

Mahkeme, sanıkların organize bir şekilde hareket ederek Narin'in bulunmasını, olayın aydınlatılmasını ve faillerin yakalanmasını açıkça engellemeye çalıştıklarını vurguladı. Bu kapsamda, sanıklara çeşitli hapis cezaları verildi ve tutukluluk hallerinin devamına karar verildi.

Kararın Sonuçları ve Toplumsal Etkisi

Narin Güran cinayeti davasında verilen gerekçeli karar, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Mahkemenin titizlikle yürüttüğü soruşturma ve adil kararları, toplumun adalet duygusunu bir nebze olsun tatmin etti. Ancak, bu tür vahim olayların bir daha yaşanmaması için toplumun her kesiminin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi gerektiği de unutulmamalıdır.

Bu dava, aile içi şiddetin ve cinayetlerin önlenmesi için daha etkin önlemler alınması gerektiğini bir kez daha gözler önüne serdi. Devletin ilgili kurumları, sivil toplum kuruluşları ve toplumun tüm bireyleri, bu tür olayların yaşanmaması için işbirliği içinde çalışmalı ve gerekli adımları atmalıdır.