Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada, "Yenidoğan Çetesi" davasını açan Cumhuriyet Savcısı Yavuz Engin'e yönelik suikast hazırlığı deşifre oldu. Hazırlanan fezlekede, örgütün her türlü imkana sahip olduğu ve kamu kurumlarıyla irtibatlı olduğu belirtildi. Savcı Engin'e yönelik tehditlerin ardında yatan detaylar ve soruşturmanın seyrini etkileyebilecek önemli gelişmeler ortaya çıktı.

Silahlı Hafiyelik Örgütü

Fezlekede, şüpheli örgüt elebaşı Mustafa Kemal Zengin'in, örgüt üyesi Aylin Arslantatar ve diğer şüphelilerle çok sayıda görüşme ve mesaj kaydı bulunduğu tespit edildi. Örgütün, kamu görevlilerinden ve özel şirketlerde çalışan üyelerinden teknik bilgi desteği alabildiği, tabanca ve diğer ateşli silahları bulundurabildiği, bu nedenle "silahlı hafiyelik örgütü" olarak değerlendirildiği vurgulandı. Şüphelilerin, iletişimlerini gizli tutmak amacıyla Telegram ve Whatsapp gibi uygulamaları kullandıkları belirlendi.

• Örgüt üyelerinin gizli iletişim yöntemleri
• Teknik bilgi desteği ve silah temini
• Kamu görevlileriyle bağlantılar

Soruşturma sonucunda elde edilen deliller, şüphelilerin örgütlü bir şekilde hareket ederek, maddi çıkar sağlamayı ve bazı şüphelileri korumayı amaçladıklarını gösteriyor. Ayrıca, adli ve idari makamlar üzerinde baskı ve tehdit oluşturarak, soruşturma ve kovuşturma dosyalarını etkilemeye çalıştıkları belirlendi.

Savcı Engin'in İfadesi ve Tehdit Detayları

Müşteki Savcı Yavuz Engin, ifadesinde, şikayetçi olduğu bir şahsın kendisini Whatsapp üzerinden arayarak, "Suikast planının devam ettiğini, Yenidoğan Çetesi dosyasından tutuklu olan Tuğçe Toptemel'i tahliye etmezse eylemi gerçekleştireceklerini" söylediğini belirtti. Ayrıca, şüpheli Aylin Arslantatar'ın, "devlet büyüğü" olarak bahsettiği Mustafa Kemal Zengin ile makamına geleceklerini ifade ettiğini aktardı.

Savcı Engin, yaşadığı tehditler karşısında büyük bir endişe duyduğunu ve bu durumun soruşturmanın seyrini etkileyebileceğini dile getirdi. "Konuşma sonrasında hemen katibim Oğuzhan ile tutanak tutarak dosyama koydum. Tutanağı iki ıslak imzalı olarak hazırladım. Birini sunmak istiyorum. Ayrıca kendimi başka türlü ifade edemeyeceğimden ve başka delilim olmadığı için söz konusu suç içerikli konuşmayı kayda aldım. Kayıt telefonumdadır, en kısa sürede dosyaya ibraz edeceğim." şeklinde konuştu.

Şüpheli Zengin'in Savunması

Şüpheli Mustafa Kemal Zengin ise ifadesinde, Aylin Arslantatar ile gönül ilişkisi olduğunu ve Tuğçe Toptemel'in durumunu Yavuz Çelik aracılığıyla öğrendiğini belirtti. Zengin, Arslantatar'a, "Madem savcı arkadaşın, onu uyar, bu tipler sıkıntılı, savcı ve ailesine zarar verebilirler" dediğini iddia etti. Ayrıca, savcıyı tehdit etmediğini ve olayların tamamen iyi niyetinden kaynaklandığını öne sürdü. "Savcıyla görüşmek için kimseden talimat almadım. Savcı beyin ailesi hakkında söylediğim bilgileri arkadaşım Yavuz Çelik'ten duydum. Ben devletine, milletine bağlı bir vatandaşım. Görüşmede samimiyetten dolayı üslup hatası yapıp yanlış anlaşıldığını fark ettim. Pişmanım, Türk milletinden ve sayın savcımdan özür diliyorum. Olay tamamen iyi niyetimden kaynaklanmıştır." şeklinde savunma yaptı.

Bu gelişmeler, "Yenidoğan Çetesi" soruşturmasının ne denli derin ve karmaşık olduğunu gözler önüne seriyor. Savcıya yönelik suikast tehdidi, davanın seyrini değiştirebilecek potansiyele sahipken, soruşturmanın titizlikle yürütülmesi ve adaletin sağlanması büyük önem taşıyor.