18 Nisan 2025 Cuma

Talat Türkoğlu Nerede? Kayıp Yakınlarından Erdoğan'a Çağrı!

Cumartesi Anneleri/İnsanları, 1045. hafta buluşmalarında Galatasaray Meydanı'nda bir araya geldi. Kayıp yakınları, 1 Nisan 1996'dan beri haber alınamayan Talat Türkoğlu'nun akıbetini sordu ve yetkililere seslendi. Eylemde, gözaltında kayıpların aydınlatılması ve sorumluların yargılanması talebi yinelendi.

"Biz Ne Yapalım?" Feryadı

Eylemde konuşan Talat Türkoğlu'nun ablası Münübe Türkoğlu, polislere dönerek "Biz ne yapalım? İnsan haklarına aykırı, yaşam haklarına aykırı bu yaptıklarınız. Biz ne yapalım?" diye feryat etti. Türkoğlu, kardeşinin kaybediliş sürecini anlatarak, devletin sorumluluğunu vurguladı. Yıllardır adalet arayışında olduklarını belirten Türkoğlu, faillerin bulunup yargılanmasını istedi.

İHD İstanbul Şube Başkanı Avukat Gülseren Yoleri de bir basın açıklaması yaparak, düşünceleri yüzünden tutuklanan herkesin serbest bırakılmasını talep etti. Yoleri, toplanma ve gösteri hakkının engellenmesinin Anayasa'ya aykırı olduğunu vurgulayarak, Galatasaray'daki bariyerlerin kaldırılmasını ve tutuklu bulunanların serbest bırakılmasını istedi. Ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslenerek, kayıp yakınlarının "Gözaltına alınan sevdiklerimize ne oldu?" sorusuna cevap verilmesini ve sorumluluğun yerine getirilmesini istedi.

Yoleri, "1045. haftamızda Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sesleniyoruz: Kayıp yakınlarının 'Gözaltına alınan sevdiklerimize ne oldu?' sorusunun muhatabı 23 yıldır siz ve iktidarınızdır." dedi.

Talat Türkoğlu Nasıl Kaybedildi?

Sosyalist kimliğiyle bilinen 45 yaşındaki Talat Türkoğlu, 29 Mart 1996'da annesini ziyaret etmek için Edirne'ye gitti. Ailesinin yanında kaldığı süre boyunca sivil polisler tarafından takip edildi. 1 Nisan 1996'da İstanbul'daki evine dönmek üzere yola çıkan Türkoğlu'ndan bir daha haber alınamadı. Ailesinin tüm girişimleri sonuçsuz kaldı. Resmi makamlar, Türkoğlu'nun gözaltına alınmadığını ve nerede olduğunu bilmediklerini söyledi.

1997 yılında JİTEM mensubu Kasım Açık'ın itirafları basına yansıdı. Açık, Türkoğlu'nun Edirne yakınlarında bulunan Çadırkent'te işkenceyle öldürüldüğünü ve bedeninin Meriç Nehri'ne atıldığını söyledi. Ailenin başvurusu üzerine savcılık, etkin bir soruşturma yürütmeden "kovuşturma yapılmasına yer olmadığına" karar verdi. AİHM'e taşınan davada Türkiye, etkili bir soruşturma yapmadığı gerekçesiyle mahkûm oldu.

AİHM kararının ardından da soruşturma derinleştirilmedi ve zamanaşımı gerekçesiyle dosya kapatıldı. Ailenin Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı başvuru da reddedildi. Kısacası, Talat Türkoğlu'nun gözaltında kaybedilmesi ile ilgili iç hukukta tüm başvuru yolları denenmesine rağmen, evrensel hukuka aykırı bir biçimde zamanaşımı devreye sokularak dosya kapatıldı.

Cumartesi Anneleri'nin adalet arayışı ve kayıp yakınlarının feryadı, Türkiye'nin geçmişiyle yüzleşmesi ve insan hakları ihlallerinin hesabını sorması gerektiğinin bir göstergesi. Talat Türkoğlu ve diğer kayıpların akıbeti aydınlatılana kadar bu mücadele devam edecek.

İlgili Haberler