ABD'de akıllara durgunluk veren bir olay yaşandı. Wisconsin eyaletinde ailesini vahşice katleden 17 yaşındaki Nikita Casap'ın, bu cinayetleri Donald Trump'a yönelik bir suikast planının parçası olarak işlediği iddia edildi. Federal yetkililer, Casap'ın eylemlerinin ardındaki korkunç gerçeği ortaya çıkarmak için soruşturmayı derinleştiriyor.
Kan Donduran Detaylar Ortaya Çıktı
Şubat ayında ebeveynlerini öldürdükten sonra 14 bin dolar, pasaportlar ve aile köpeğiyle kaçan Nikita Casap, Mart ayında Kansas'ta yakalandı. Waukesha Bölgesi yetkilileri, soruşturma kapsamında Casap'ın elektronik cihazlarını inceleme izni istedi. Ortaya çıkan belgeler, Casap'a yöneltilen suçlamaların vahametini gözler önüne serdi:
- Ebeveynlerinin ölümünü planlamak
- Dron ve patlayıcı madde satın almak
- Planlarını bir Rus vatandaşı da dahil olmak üzere başkalarıyla paylaşmak
Belgelerde yer alan en çarpıcı iddia ise Casap'ın ABD Başkanı'na yönelik bir suikast manifestosu yazmış olması. Casap'ın, Başkan'ı öldürme ve ABD hükümetini devirme planları yaptığı ve bu konuda başkalarıyla iletişim halinde olduğu belirtiliyor.
Beyaz Irkçı İdeoloji ve Hitler Hayranlığı
Manifestoda Casap'ın beyaz ırkın üstünlüğünü savunduğu ve Adolf Hitler hayranı olduğu tespit edildi. Yetkililer, Casap'ın suikast planını hayata geçirmek için gerekli finansmanı sağlamak amacıyla ailesini öldürdüğüne inanıyor. Ayrıca, 17 yaşındaki Casap'ın cinayetlerin ardından Ukrayna'ya kaçmayı planladığı da ortaya çıktı.
Trump'a Yönelik Daha Önceki Suikast Girişimleri
Bu olay, akıllara Donald Trump'a yönelik daha önceki suikast girişimlerini getirdi:
- 13 Temmuz 2024: Pensilvanya'daki mitingde silahlı saldırı. Bir kişi hayatını kaybetti, iki kişi yaralandı. Saldırgan etkisiz hale getirildi.
- 15 Eylül 2024: Florida'da kaldığı yerin yakınında silah sesleri. Sahada AK-47 bulundu, bir şüpheli yakalandı.
Bu olaylar, Trump'ın güvenliğinin ne kadar büyük bir risk altında olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
Sonuç
Nikita Casap'ın eylemleri ve suikast planları, gençlerin radikalleşmesi ve şiddete yönelmesi konusundaki endişeleri artırıyor. Yetkililer, soruşturmayı titizlikle sürdürerek olayın tüm detaylarını aydınlatmaya ve benzer olayların önüne geçmek için gerekli önlemleri almaya çalışıyor. Bu korkunç olay, nefret söyleminin ve aşırıcılığın toplum üzerindeki yıkıcı etkilerini bir kez daha gözler önüne serdi.