Türkiye'nin geleceği üzerine endişeler artarken, yazar Hadi Önal "Nedenlerin İzinde" adlı köşe yazısında dikkat çekici bir iddia ortaya attı. Önal, Türkiye Cumhuriyeti'nin yok edilme projesiyle karşı karşıya olduğunu savunarak, ülkenin mevcut durumunu ve geçmişte yaşanan olayları mercek altına alıyor. Yazıda, kuvvetler ayrılığının ortadan kalktığı, ekonomik bağımsızlığın tehlikeye girdiği ve milli eğitimin kaosa sürüklendiği bir Türkiye tablosu çiziliyor.

Türkiye Cumhuriyeti'nin Temel Değerleri Aşınıyor Mu?

Önal, yazısında Türkiye Cumhuriyeti'nin anayasal niteliklerine vurgu yaparak, hukuk devleti ilkesinin, kuvvetler ayrılığının ve demokratik değerlerin erozyona uğradığını belirtiyor. Yazar, "Peki, günümüz Türkiye’sinde bu ölçüler içerisinde bir devletten bahsetmek mümkün mü?" sorusunu sorarak, mevcut sistemin sorgulanması gerektiğini ifade ediyor. Ayrıca, yer altı ve yer üstü kaynaklarının yağmalandığı, ordunun itibarsızlaştırıldığı ve milli eğitimde kaosun yaşandığı bir ortamda, Türkiye'nin geleceğinin tehlikede olduğunu savunuyor.

• Kuvvetler ayrılığı ilkesinin zayıflaması
• Ekonomik bağımsızlığın tehlikeye girmesi
• Milli eğitimde yaşanan sorunlar

Geçmişten Günümüze Türkiye'ye Yönelik Tehditler

Yazar, Türkiye Cumhuriyeti'nin bu hale nasıl geldiğini anlamak için geçmişe dönüyor ve bir dizi olayı sıralıyor. "Medenî ve Siyasî Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme"nin kabulü, milli varlıkların satılması, çözüm süreci, hendek çatışmaları ve 15 Temmuz darbe girişimi gibi olaylar, Türkiye'nin zayıflatılmasına yönelik adımlar olarak değerlendiriliyor. Önal, FETÖ gibi cemaat yapılanmalarının devletin kılcal damarlarına sızmasına göz yumulduğunu ve bunun sonucunda ülkenin büyük bir yıkımla karşı karşıya kaldığını vurguluyor.

Türkiye'nin Geleceği İçin Ne Yapmalı?

Hadi Önal, yazısının sonunda Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi'ni yeniden okuma ve uygulama çağrısında bulunuyor. Yazar, Türkiye'nin içinde bulunduğu durumdan çıkış yolunun, milli birlik ve beraberliği güçlendirmek, hukukun üstünlüğünü sağlamak ve Atatürk'ün ilke ve inkılaplarına sahip çıkmaktan geçtiğini belirtiyor. Aksi takdirde, Türkiye'nin bekasının tehlikeye girebileceği uyarısında bulunuyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin karşı karşıya olduğu bu zorlu süreçte, toplumun her kesiminin sorumluluk alması ve ülkenin geleceği için birlikte hareket etmesi gerektiği vurgulanıyor.