Keşmir bölgesi, Hindistan ve Pakistan'ın bağımsızlıklarını kazanmalarından bu yana çözülemeyen, stratejik öneme sahip bir sorun yumağıdır. Bölgenin karmaşık yapısı ve iki ülke arasındaki gerilimler, Keşmir'i sürekli bir çatışma alanı haline getirmiştir. Son dönemde yaşanan olaylar ve Türkiye'nin bölgedeki rolü, sorunun çözümüne dair yeni umutlar doğurmuştur.

Keşmir Sorunu: Tarihi Arka Plan ve Güncel Gelişmeler

Keşmir sorunu, 1947'de İngiliz sömürge döneminin sona ermesiyle ortaya çıkmıştır. Bölgenin statüsü netleştirilmemiş, nüfusunun çoğunluğu Müslüman olmasına rağmen Hint yanlısı bir hanedan tarafından yönetilmiştir. Bu durum, Keşmir halkının tepkisine yol açmış ve Pakistan'ın da desteğiyle iki ülke arasında savaşlara neden olmuştur. Günümüzde Keşmir'in bir kısmı Çin, bir kısmı Pakistan ve geri kalanı da Hindistan kontrolündedir.

22 Nisan 2025'te Hindistan kontrolündeki Cammu Keşmir bölgesinde yaşanan terör saldırısı ve ardından Hindistan'ın Pakistan'ı suçlaması, gerilimi tırmandırmıştır. Hindistan'ın 1960 tarihli İndus sularının paylaşımına yönelik anlaşmaya aykırı olarak su akışını kesme tehdidi, Pakistan tarafından savaş sebebi olarak değerlendirilmiştir. 7 Mayıs 2025'te Hindistan'ın Pakistan'da sivillere yönelik saldırısı ise durumu daha da kritik hale getirmiştir.

Türkiye'nin Etkin Rolü ve Dengeleyici Gücü

Pakistan'ın açıklamaları sonrasında Türkiye, Pakistan ile tam dayanışma içinde olduğunu belirtmiş ve bölgeye bir savaş gemisi göndermiştir. Bu destek, Hindistan'ın geri adım atmasında etkili olmuştur. Ayrıca, Hindistan Savunma Bakanlığı'nın iddialarına göre, Hindistan sınırından Türk dronlarıyla sızma girişimi gerçekleştirilmiş ve Pakistan'ın kullandığı elektronik harp sistemleriyle Hindistan'a ait Rafael uçakları düşürülmüştür. Bu durum, Türkiye'nin savunma sanayindeki gücünü ve bölgedeki etkisini açıkça göstermektedir.

• Türkiye'nin Pakistan'a verdiği destek
• Türk dronları ile sızma girişimi iddiaları
• Koral hava savunma sisteminin rolü

Ateşkes ve Geleceğe Dair Umutlar

Karşılıklı saldırıların ardından 11 Mayıs 2025'te taraflar arasında ateşkes sağlanmıştır. Pakistan, Hindistan'a karşı zafer ilan etmiş ve Hindistan, baraj kapaklarını açarak Pakistan'a su akışını sağlamıştır. Bu gelişmeler, Keşmir sorununun çözümüne yönelik umutları artırmıştır. Türkiye'nin bölgedeki dengeleyici rolü ve diplomatik çabaları, sorunun kalıcı bir çözüme kavuşturulmasında önemli bir rol oynayabilir.

Türkiye'nin Libya, Afrika, Irak, Suriye ve Karabağ'daki başarılı girişimleri gibi, Keşmir sorununda da aktif rol alarak bölgedeki barış ve istikrara katkı sağlayabileceği düşünülmektedir. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğindeki Türkiye, uluslararası arenada etkin bir aktör olarak, Keşmir'deki akan kanı ve gözyaşını dindirecek potansiyele sahiptir.