Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV),yayımladığı son raporla Türkiye'nin enflasyon konusunda OECD ülkeleri arasında ilk sıraya yükseldiğini duyurdu. Raporda, fiyat artışlarının kalıcı riskler taşıdığına dikkat çekilirken, Merkez Bankası'na faiz indirimlerine ara verme çağrısı yapıldı. Bu durum, ülke ekonomisi ve vatandaşlar için ne anlama geliyor?

Enflasyonun Yükselişi ve Beklentiler

TEPAV'ın değerlendirmesine göre, Türkiye eylül ayında hem G20 hem de OECD ülkeleri arasında en yüksek enflasyona sahip ülke konumuna geldi. Mevsimsellikten arındırılmış aylık enflasyonun temmuz ayından bu yana yaklaşık %2,6 seviyesinde seyretmesi, fiyat artışlarının ekonomiye yerleşmeye başladığının bir işareti olarak değerlendiriliyor. Bu durum, gelecekteki enflasyon beklentilerini olumsuz etkileyebilir.

Forbes Türkiye'nin aktardığına göre, TEPAV, enflasyonun düşüş eğilimine girmediğini ve beklentilerin çıpalanmadığını vurguluyor. 2026 yılı için resmi enflasyon hedefi %16 olmasına rağmen, piyasa beklentisi %22,1'e yükselmiş durumda. Bu fark, ekonomi programına duyulan güvenin sınırlı olduğunu gösteriyor.

Fiyatlama Davranışındaki Bozulma ve Artan Riskler

TEPAV, kamu tarafından belirlenen mal ve hizmetlerdeki yüksek fiyat artışlarının enflasyonu körüklediğini belirtiyor. Bütçe açığının yüksek seviyelerde seyretmesi, fiyatlama davranışlarını olumsuz etkiliyor. Ayrıca, iç pazardaki daralma ihracatçıları zorlarken, Çin rekabetinin baskısı artıyor. Makroekonomik istikrarın korunması için politika güvenilirliğinin yeniden tesis edilmesi gerekiyor.

TEPAV Para Politikası Çalışma Grubu, mevcut para politikasının korunması gerektiğini belirterek, haftalık repo faizinin %40,5'te sabit tutulmasını öneriyor. Raporda, "Enflasyonun kalıcı biçimde düşürülebilmesi için kapsamlı bir ekonomik programın bir an önce hayata geçirilmesi gerek[tiği]" vurgulanıyor.

Kalıcı İstikrar İçin Reform ve Hukuk Vurgusu

TEPAV, kalıcı istikrarın ancak hukukun üstünlüğü, adil ve hızlı bir yargı sistemi ile sağlanabileceğini vurguluyor. Kurumların bağımsızlığı, vergi ve kamu harcamalarının yeniden yapılandırılması, eğitimin niteliği ve yeşil dönüşüm gibi yapısal alanlarda ilerleme sağlanmadan kalıcı enflasyon düşüşünün mümkün olmadığı belirtiliyor.

• Hukukun üstünlüğü sağlanmalı
• Adil ve hızlı işleyen bir yargı sistemi kurulmalı
• Kurumların bağımsızlığı korunmalı
• Vergi ve kamu harcamaları yeniden yapılandırılmalı
• Eğitimin kalitesi artırılmalı
• Yeşil dönüşüme önem verilmeli

TEPAV'ın raporu, Türkiye'nin enflasyonla mücadelede kapsamlı bir yaklaşıma ihtiyaç duyduğunu açıkça ortaya koyuyor. Sadece para politikası önlemleriyle değil, aynı zamanda yapısal reformlarla desteklenmiş bir ekonomik programın hayata geçirilmesi gerekiyor. Aksi takdirde, yüksek enflasyonun kalıcı hale gelmesi ve ekonomik istikrarın sağlanması zorlaşabilir.