Yeni Anayasa: Eski Siyasetle Barış Mümkün mü? Şok İddialar!
Gündem

Yeni Anayasa: Eski Siyasetle Barış Mümkün mü? Şok İddialar!


02 June 20255 dk okuma12 görüntülenmeSon güncelleme: 14 June 2025

Türkiye'de yeni anayasa tartışmaları yeniden alevlenirken, Eski Anayasa Mahkemesi Raportörü Prof. Dr. Osman Can'dan önemli değerlendirmeler geldi. Can, kalıcı barışın sağlanması için travmalarla yüzleşme, siyasete güven ve toplumda denge unsurlarının önemine dikkat çekiyor. Peki, eski siyasetle yeni bir anayasa mümkün mü? İşte detaylar!

Anayasanın Temel Sorunları ve Çözüm Önerileri

Osman Can'a göre mevcut anayasanın en büyük sorunu, bölünme korkusu üzerine inşa edilmiş olması. Bu durumun travmalardan kaynaklandığını belirten Can, sağlıklı bir duygu durumu için korku ve kaygıdan arınmış, eşdeğerli, eşit özgürlükçü ve katılımcı bir anayasal düzenin inşa edilmesi gerektiğini vurguluyor.

Can, Türkiye'nin 100 yıldır çoklu kişilik bozukluğu yaşadığını ve bir yandan demokratiklik iddiasında bulunurken, diğer yandan eşdeğerliliği kabul etmediğini belirtiyor. Bu durumun ancak psikanalizle anlaşılabileceğini ifade eden Can, eksikliğin anayasal ve siyasal düzenin gereklerine ait "bilgi" değil, bu bilgiye göre hareket etmek için gerekli "farkındalık" ve "psikolojik olgunlaşma" olduğunu söylüyor.

Çözüm olarak ise Can, öncelikle güven artırıcı önlemlerin alınması, siyasi mekanizmaları rasyonelleştirecek kurumsal tercihlerin yapılması ve ardından kritik konularda uzlaşıyla anayasa değişikliklerinin sağlanması gerektiğini belirtiyor. Son aşamada ise tam bir özgürlük ortamında hareket edecek bir kurucu konvansiyon toplanarak yeni bir toplumsal sözleşme oluşturulabileceğini ifade ediyor.

Siyasi Aktörlerin Tutumları ve Uzlaşı Arayışları

Erdoğan'ın ana muhalefete "sivil anayasa" çağrısı yapması ve CHP'nin mevcut iktidarla yeni anayasa yapmama konusundaki ısrarı, siyasi arenadaki kutuplaşmayı gözler önüne seriyor. Osman Can ise hiç kimsenin ötekine parmak sallayabilecek kadar temiz ve kusursuz olmadığını belirterek, ülkenin sağlıklı hale gelmesi için ötekini kriminalize etmekten kaçınılması gerektiğini vurguluyor.

Can, siyasal değişimin adresinin öncelikle siyaset kurumu olduğunu ve toplumun tüm kesimlerinin sürece dahil edilmesi gerektiğini ifade ediyor. Aksi takdirde 27 Mayıs darbesi sonrası sürecinin tekrarlanabileceği uyarısında bulunuyor.

Hukuk Tartışmalarının Toplumsal Yansıması ve Fırsatlar

Hukuk tartışmalarının bu kadar gündemde olmasının, insanların bu topraklarda birlikte yaşamaktan vazgeçmediğinin bir ifadesi olduğunu belirten Osman Can, bu fırsatın heba edilmemesi gerektiğini vurguluyor. Hukuk konuşulmayacaksa, "biz" olmaya dair inancın kalmadığı anlamına geleceğini ifade ediyor.

Can, toplumun şu an çok edilgen ve hayatta kalmaya odaklanmış durumda olduğunu, duygusal kalelere kapanmış ve ötekisiyle iletişimini kesmiş göründüğünü belirtiyor. Bu durumun çok sorunlu olduğunu ifade eden Can, toplumun kurucu anlamda aktifleşebilmesi için güven ortamının sağlanması gerektiğini ve bunun da siyaset kurumuna düşen bir sorumluluk olduğunu söylüyor.

Türkiye'nin karmaşık siyasi atmosferinde yeni bir anayasa yapma çabaları, hem fırsatlar hem de riskler barındırıyor. Prof. Dr. Osman Can'ın vurguladığı gibi, travmalarla yüzleşme, siyasete güven ve toplumsal denge unsurları göz ardı edilmeden, tüm kesimlerin katılımıyla oluşturulacak bir anayasa, ülkenin geleceği için hayati önem taşıyor. Aksi takdirde, geçmişte yaşanan hataların tekrarıyla birlikte yeni bir elli yıl daha kaybedilebilir.