Anayasa Mahkemesi'nden tartışmalı madencilik kararı
Anayasa Mahkemesi (AYM), maden arama faaliyetlerinde Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) zorunluluğunu kaldıran kanun değişikliğini onayladı. 24 Mart 2025'te Resmî Gazete'de yayımlanan karar, çevre mücadelesi verenler ve hukukçular arasında büyük tartışma yarattı. Karar, madencilik şirketlerine "karot, kırıntı ve numune alma" gibi faaliyetlerde ÇED muafiyeti sağlıyor.
ÇED muafiyeti neden tartışma yarattı?
Maden Kanunu'nun 17. maddesine eklenen düzenleme, jeolojik araştırmalar için ÇED zorunluluğunu kaldırıyor. Uzmanlar, bu değişikliğin madencilik şirketlerine hukuki denetimden kaçma imkânı tanıdığını savunuyor. TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası, "Bu işlemler de birer madencilik faaliyetidir" diyerek karara tepki gösterdi.
- ÇED muafiyeti, çevresel tahribat riskini artırıyor.
- Madencilik şirketleri, denetimsiz faaliyet alanı kazanıyor.
- Yerel direnişler, hukuki dayanaklarını kaybediyor.
AYM'nin gerekçesi ve muhalefet şerhleri
AYM, 9'a karşı 6 oyla aldığı kararda, "Maden arama faaliyetlerinin ülke kalkınması için gerekli olduğu" görüşünü savundu. Ancak muhalefet şerhlerinde, iklim krizi ve ekolojik yıkım vurgusu öne çıktı. Bir şerhte, "Bu karar, Anayasa'nın 56. maddesindeki çevre hakkını ihlal ediyor" ifadesi yer aldı.
Karar, özellikle Kazdağları ve Cerattepe gibi bölgelerdeki çevre mücadelelerini zora sokacak. Madencilik şirketleri, "ilk kazma" stratejisiyle ruhsat alanlarını genişletirken, yerel direnişler hukuki süreçte zayıflayacak.
Çevre hukukçuları, AYM'nin bu kararıyla "sürdürülebilir kalkınma" ilkesinden uzaklaştığını belirtiyor. Ekoloji örgütleri ise kararın, doğal varlıkların metalaştırılmasına hukuki zemin hazırladığı görüşünde.