Türkiye'de Muhalefet Krizi: Kimse Sorumluluğu Almıyor!
Gündem

Türkiye'de Muhalefet Krizi: Kimse Sorumluluğu Almıyor!


30 June 20255 dk okuma5 görüntülenmeSon güncelleme: 30 June 2025

Türkiye'de muhalefet partilerinin, ülkenin sorunlarına çözüm üretmek yerine sadece eleştiri yapması, ciddi bir muhalefet açığı yaratıyor. Bu durum, toplumda umutsuzluk ve güvensizlik duygularını körükleyerek siyasi istikrarsızlığa zemin hazırlıyor. Peki, bu açığın maliyeti ne ve nasıl aşılabilir?

Muhalefetin Sorumluluktan Kaçışı

Muhalefet partileri, Türkiye'nin en önemli sorunlarını sıralarken, kendilerini bu sorunların bir parçası olarak görmezden geliyor. Oysa muhalefetin, alternatif politikalar üretecek kapasiteye sahip olmaması ve nitelikli insan kaynağına ulaşamaması, ülkenin karşı karşıya olduğu en büyük sorunlardan biri. Uzun süre boyunca sadece tepki ve karşıtlık siyasetiyle günü kurtarmaya çalışan muhalefet, programlı, tutarlı ve halkta karşılığı olan siyaset üretmekte yetersiz kaldı.

Rasyonel bir zeminde siyaset üretilmediğinde popülizm kaçınılmaz hale geliyor. EYT sorunu, bunun en somut örneklerinden biri. Popülist bir dil üzerinden liyakat, adam kayırma ve adaletsizlikten şikayet eden muhalefet, kendi yönettiği parti ve belediyelerde aynı sorunlarla yüzleşmek zorunda kalıyor. Hatta, muhalefetin yönettiği belediyelerde işçi ücretleri bile ödenemez hale gelerek şikayetler giderek artıyor.

CHP'deki İç Hesaplaşmalar ve Yolsuzluk İddiaları

Aylardır CHP'nin kongresinde delegenin iradesini sakatladığı iddia edilen parasal ilişkiler ve İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı ve yönetimi ile ilgili yolsuzluk iddiaları konuşuluyor. CHP yönetimi, bu iddiaları çürütecek bir cevap üretemediği için tartışmalar partinin kurumsal yapısını ve yönetim kademelerini rehin almış durumda. Yargının konusu olan iddialar parti içinde herkesin konuştuğu ve bilgi sahibi olduğu meseleler olunca hesaplaşmalar bir anda bitirilemiyor.

Çıkış yolu da kolay bulunamıyor. Çünkü şeffaf bir hesaplaşmaya gidildiğinde ipin ucunun nereye ve kimlere gideceği öngörülemiyor. Şu an için Türkiye'nin bir muhalefet açığı var. Kendi sorunlarına hapsolduğu için ülkenin meseleleri ile ilgilenemiyor. Muhalefet açığını sadece CHP'ye de indirgememek gerekir. Diğer muhalefet partileri de, yakın dönemde CHP ile iş tuttukları ve CHP'nin yönettiği yerel yönetimlerin rant ve lojistik imkanlarından yararlandığı için hem iktidarı eleştirip hem de CHP'yi eleştirerek aradan sıyrılmaya çalışamıyorlar.

Muhalefetin Geleceği ve Toplumsal Etkileri

İşlevsiz bir muhalefet, sadece bir parti problemi değil, aynı zamanda sistemik bir sorundur. Muhalefetin içine düştüğü durumu gören muhalif taban, peşinden gittikleri partilerin ve siyasetçilerin içler acısı halini görünce normal tepki siyaseti yerine öfke biriktiriyor. Bu durum, toplumda umutsuzluk ve karamsarlığı artırarak siyasete olan güveni aşındırıyor. Bu durumun toplumu tahrip edici bir yanı vardır.

CHP bir an önce İstanbul Büyükşehir Belediye yönetimi ve kongre ile ilgili yargıya intikal etmiş meselelerle yüzleşmelidir. Sorumlu olanlarla arasına mesafe koymalıdır. Yüklerinden arınmalıdır. CHP iç kavgalarını iktidarın üzerine yıkmaya çalışarak kendi tabanın öfkesinden kurtulamaz.

Türkiye'nin geleceği için, muhalefetin bu kısır döngüden çıkması ve yapıcı, çözüm odaklı bir siyaset anlayışı benimsemesi gerekiyor. Aksi takdirde, toplumdaki güvensizlik ve umutsuzluk duyguları derinleşerek ülkenin istikrarını tehdit etmeye devam edecektir.